* D e n g e *

Bazı kelimeler vardır, bolca kullanırız, üzerinde fazlaca düşünmeden bir nevi refleks olarak cümlelerin içine yerleştiriveririz.

Ancak ki durup kafa yorduğumuzda fark ederiz kelimenin ağırlığını / önemini.

DENGE benim için bu kategorinin önde gelen kelimelerinden…

Dil bilimi açısından Denge kelimesinin kökeni DENK imiş meğerse [ bkz etimoloji ]

Deneyim ve gözlemlerime istinaden şunu fark ettim ki 21.yüzyıl insanın ağzından düşürmediği ve de epeyi zorlandığı bir fiil DENGELEMEK.

  • İş hayatı ile özel hayatını dengelemek.
  • Dengeli beslenmek.
  • Profesyonel calışma ile amatör ruhu dengelemek.
  • Sağ beyin ile sol beyini bir arada dengeli kullanmak.
  • Duygusal zeka ile aritmetik zekanın dengesini oturtmak.
  • Hücum ile defansı dengeli yapmak.
  • Evlilik hayatı ile bireysel zaman/hobileri dengelemek.
  • Yönetici olarak zam bütçesini personele dengeli dağıtmak.

downloadÖzellikle iş hayatı birçoğumuzu n tane farklı dinamiği dengelemeye itmekte. Ayrıca profesyonel mecralarda politik olabilmek ve işleri idare etmek de “dengeleri korumak” ile birlikte anılır oldu popüler kültürümüzde.

Kişişel gelişim endüstrisi ile Batı öğretisi ve ruhsal açılımlar ile Doğu öğretisi, DENGE kurma tartışmalarında net bir konuma sahipler benim için.

Halbuki sanat başta olmak üzere işin yaratıcılık/özgünlük boyutuna baktığımızda belki de başarının anahtarlarından biri dengeyi kaybetmek, bir yöne / dikeye doğru tüm enerjiyi akıtmak, diğer faktörleri yok saymak …

Doğanın kendi içindeki denge kurgusunu ve insanoğlunun akıl-ruh-beden üçgenini düşününce ideal/optimum dengeyi yakalayıp sürdürmenin ne denli zor olduğunu fark ediyorum kendimce.

Acaba denge olgusu peşinden koşulan bir hedef miydi insanoğlunun tüm kronolojisinde? Yoksa olağan bir iyilik hali olan bu mefhumu biz şehir insanı olarak yitirdik mi?

2 thoughts on “* D e n g e *

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.