Eğitmek mi Öğretmek mi?

Bu hafta 2 tam günümü Bankalar Birliği Eğitim Merkezinde ders vererek geçirdiğim için epeyi tarttım kafamda bu eğitim/öğretim mevzularını. 2010 yılından bu yana Özgür Kuru ile birlikte sürdürdüğümüz bu ritüel, her defasında stres ile mesleki/sosyal tatmini bir arada yaşatıyor insana.

Eğitim ile Öğretim kavramlarının ayrımı ve de uyumu hep kurcalamıştır kafamı:

Eğitim için klasik bir tanım vardır; Kişide kalıcı ve istenilen davranışların yaratılması. Açalım biraz: kişi üzerinde ikinci bir güç tarafından o güne kadar kişinin kendince olağan karşıladığı ve süreklilik arz eden davranışların iyileştirilmesidir.

 

Öğretim ise biraz daha farklı bir kavram. Öğretim kişiyi hayatın her evresinde ihtiyaç duyabileceği yeterli miktarda sayısal veya sözel bilgiye kavuşturmaktır. Ancak burada da önemli nokta öğretim faaliyetinin kişinin genel durumuna ve mevcut haline uyumluluk göstermesidir.

trainingGözlemlerime göre ülkemizde bu iki kavramın bilinçli kullanımı/ayrımı pek de söz konusu değil. Hatta ağırlıklı olarak Eğitim = Öğretim = Müfredata bağlı kalarak kitabi bilgilerin katılımcılara ezberletilmesi.

Acaba Milli Eğitim sistemizde Öğretmen kelimesi bilinçli bir tercih mi? Emin değilim doğrusu.

Benim mesleki boyutta kendime biçtiğim vizyon: Eğitmen ağırlıklı olarak, asgari düzeyde öğretmenlik ile bir sentez yakalamak.

 

Seanslarıma gelen katılımcıların, konunun temel kavramlara dair kafalarının berraklaşmasını sağlayıp, ezber bozma – sorgulama – muhakeme etme – tümleşik düşünüp kendi reçetelerini yazar hale dönüşmelerine yardımcı olmaya gayret ediyorum.

İnsanların artık başarı hikayelerine tok olduğunu düşündüğümden, kendimce keşfettiğim yöntem, damdan düştüğüm ya da duvara çarptığım başarısızlıklarımı anlatmak.

Ne denli becerebiliyorum emin değilim ancak birkaç katılımcının gözünün ışıması vicdanımı rahatlatıyor ve tüm yorgunluğumu alıyor…

 

 

One thought on “Eğitmek mi Öğretmek mi?

Comments are closed.