Bir evvelki yazımda ülkesinden memnun olmayanlara, kendi mikro-ulusumuzu kuralım çağrısında bulunmuştum. Yazıyı okuyanların çok azı tepki verince (yaklaşık %4) bu defa “hazır yapılmışı var” seçeneğini masaya yatırmaya karar verdim 🙂
Parayı bastırıp belli koşullar ile vatandaşlık hakkını, bir nevi satın alabileceğiniz ülkelerden bahsediyorum. Dünya Ekonomik Forumu tarafında hazırlamış ilginç bir analizi paylaşmak isterim:
Son yıllarda “satılık oturum izni” mefhumu revaçta olmaya başlasa da, 1984’den bu yana bu işin ticaretini yapan kimi ülkeler olduğunu öğrendim. (küçük bir takım ada olan St.Kitts and Nevis )
Bildik ve/veya popüler ülkeler var mı diye merak ediyorsanız Avusturalya, Yeni Zelanda, Kanada, Amerika, Yunanistan ve Singapur da listede yer alıyor.
Fiyatlar 100.000 TL seviyesinden başlayıp milyon kademesine kadar çıkabiliyor. Bazı ülkeler, yılın belli adette gününü ülkesinde geçirmenizi şart koşarken, birçoğu da kalıcı vatandaşlığı beş ile on sene arası sürede onaylıyor.
Kişisel çıkarımım, İstanbul’da bir apartman dairesi alabilecek parayı cebinize koyup yatırımcı sıfatı ile belli süreçlerden geçip oturum imkanı elde etmek gayet olası. Sonrası ise yeni topluma ne denli sosyal entegrasyon sağlayabileceğinize ya da bireysel refah denkleminize bağlı.
Hayatımızı oralarda nasıl kazanacağız diye endişe duyuyor insan. Birtakım çareleri yok değil:
- Artık bir klişe haline gelen “bakkal,manav vs. açmak istiyorum, basit bir işte kafam rahat olsun” seçeneğini ciddi ciddi düşünebilirsiniz.
- Vasat bir iş bulup kariyer kaygısından arınıp kazandığınızı harcamayı seçebilirsiniz.
- Teknik uzmanlığınız imkan tanıyorsa küresel ligde aşık atmaya kalkışabilirsiniz.
Türk Beyaz Yakalısı’nın “ya sev ya terk et” ile imtihan zamanıdır belki de ne dersiniz?
Diyecek bir şey yok. Gidin işte.
Yunanistan iyi bir seçenek aslında. . Kültürde yakın mesafe de.. yeme içme güzel .. deniz harika..
Haydin toplanın 🙂