İşe alım yapacaksınız, Aday A yetenekli ve potansiyel barındırıyor ancak biraz hayta-tembel bir mizaca sahip gibi. Aday B ise terinin son damlasına kadar çalışacak ancak daha az yetenek pırıltısına sahip bir tip. Hangisini seçmeye eğilim gösteriyorsunuz?
Desteklediğiniz futbol/basketbol takımında, istikrarlı ancak düz top oynayan asker karakter mi sizin için kıymetli, yoksa en zor anlarda şapkadan tavşan çıkartan ancak ne zaman ne yapacağı belli olmayan oyuncu mu sizin için mühim?
Economist dergisinde okuduğum yazı, senelerdir hep kafamı kurcalayan bu soruyu ısıtıp tekrar önüme koydu. Elbette insanoğlu ya denge (optimum) ya da mükemmellik (maksimum) arayışında ancak birini ötekine tercih etmek zorunda kalınca yetenek-beceri mi yoksa çalışkanlık-disiplin mi ağır basıyor/basmalı sizce?
Takım olmak ile ilgili olarak eğer bu soru soruyorsak yanıtımız daha kolay. Askerler ve sihirbazlardan karma bir takım kimyası oluşturmak hedeftir diyerek sıyrılabiliriz.
Ancak benim aklımdaki soru aslında net: hakikaten tek bir konuda/kişide seçim yapmamız gereken, daha tekil durumlarda neyi tercih ediyoruz?
Popüler kültürümüzde, kantarın topuzunun kaçtığını gözlemliyorum. Doğal yetenek ya yok sayılıyor ya da göklere çıkartılıyor. Gayretli & disiplinli olmak ise her başarının yegane anahtarı olarak görülse de, skor yazamayanın gidiş yoluna puan sıfır tabii ki !
Elbette neye dair tercih yaptığımıza (ofis çalışanı mı seçiyorsunuz yoksa müzik grubuna vokalist mi?), ahlaki değerlerimize (doğrucu Davut musunuz yoksa makyavelist mi?), neleri gözden çıkartabileceğimize bağlı olarak tercihlerimiz değişebilir/değişmelidir de.
Deneyimlerim neticesinde benim eğilimim çalışkanlık-özveri yönüne doğru. Hedeflere daha zahmetli olarak, hatta hiç ulaşamama riski söz konusu olsa da daha çok saygı gösteren, daha fazla arzu eden yol arkadaşı ile kaplumbağa hızında bile olsa ilerlemeyi yeğliyorum şahsen. Salt yeteneğin albenisiden uzak durmaya, yaratabileceği istikrarsızlıktan kaçınmaya özen gösteriyorum.
Benim tercihimin özünde, yolculuğun kendisine önem atfedip sadece hatice-neticeye bakmamak var. Ancak somut bir başarısızlık ile karşılaşınca tüm bu yazdıklarımı sorgulamaktan kendimi alabiliyor muyum?
Elbette hayır 🙂
Azim ve çalışkanlık, yetenek ve zekadan önce gelir. Kendimden biliyorum. Biraz daha azimli olsaydım çoktan doçent olmuştum 🙂