İstanbul gibi mega şehirlerin başlıca problemlerinden birisi yoğun otomobil kullanımı bence.
İşlevsel amaçlar ile icaat edilen & konfor motivasyonu ile yaygınlaşan otomobillerin, artık şehirli insan hayatını zorlaştırdığını farkında mısınız?
Beni bizzat tanıyanlar bilirler. Otomobil & Motosiklet merakım uzun yıllar öncesine dayanır. Ancak Amsterdam & Londra deneyimleri sonrasında, İstanbul’a döndüğümde “Araba Fobisi” ile başbaşa kaldım.
Sizce İstanbul’da kaç milyon adet motorlu kara taşıtı mevcut?
~ 3.2 milyon adet. Motosikletlere torpil yapıp onları dışarıda tutar isek 2.9 milyon araç ile boğuşuyor İstanbul. (Detaylı analiz etmek isteyenler Kasım 2013 TÜİK verisi için tıklayınız)
Devletin karayolu taşımacılığı bazlı kalkınma hamlesinin doğal sonuçları ile yüzyüzeyiz. Konut fiyatlarının artışı & yerleşimin şehir sınırlarını zorlaması ile birlikte “Arabasız Hayat” artık bir nevi yoksunluk ile eşdeğer.
Türk toplumunda “Bakkala bile araba ile giderim” olarak eleştirdiğim bir de sosyal boyutu var problemin.
- Otomobilin statü sembolü olarak algılanması.
- Hava koşulları azıcık elverişsiz iken – n’olacak, biner arabama,açarım müziği, yavaş da olsa giderim – mantığı
- Hane halkı adetinden büyük/eşit adet arabaya sahibi olma dürtüsü.
- Hobi olarak sık sık araç yenileme/değiştirme.
Eğer kendi otomobinize sahip iseniz (çalıştığınız şirketin tahsis etmesi lüksüne sahip değil iseniz) mevzunun maliyet boyutuna gayet vakıfsınız demektir. Endirekt/gizli masrafları hesaba katmak gerek: Kasko + Otopark,Vale + Yıkatma + Trafik Cezası …
İstanbul’un toplu taşıma imkan/kültürünü düşünüp taksi sorunsalını da dikkate aldığımızda bir açmaza sürükleniyoruz sanki.
Çözüm nedir peki? Mesela Almanya\Hamburg açılımı için bu habere göz atmanızı öneririm.
Benim şahsi reçetem:
- Ev ile ofis arası uzaklığı yürüyebilirlik pratiğine göre ayarlamak ( demek ki iş değişikligi ~= ev değiştirme )
- Bisiklet opsiyonunu her türlü zorluğa rağmen denemek. ( destek rica ediyorum: Bisikletli Ulaşım Platformu )
- Toplu Ulaşımı en azından 10 ardışık gün,önyargısız olarak sınamak.
- Yürümek ( bu konudaki geçmiş tarihli yazım için tıklayınız )
Dudak büküp burun kıvırdığınızı görür gibiyim 🙂 Siz ne öneriyorsunuz o zaman?
İstanbul’a insan da fazla. Azami bir milyon kişidir bu şehrin istiab haddi. Bakım istatistiklere ne zaman bu rakamı geçmiş. İşte o günden itibaren Türkiye kötü yönetilmeye başlamıştır.
2 milyon diyorum ben Mehmet Bey. Zaten uzun tatil dönemlerinde bunu test ediyor İstanbul
Özellikle belli bölgeler için toplu taşımanın hiç öyle kötü olduğunu düşünmüyorum İstanbul’da. Yaşama yeri tercihi toplu taşıma imkanlarına göre yapılırsa arabasız yaşam gayet mümkün. Bence bunun 2 tane dev faydası var. 1- Hareket ihtiyacımızın çoğunu toplu taşıma yolu ile sağlayabiliyoruz. Metro’ya yürüdün, feribottan indin bindin – bunların hepsi fayda hanesine yazıyor. 2- Toplumun farklı segmentlerini kaynaştırma işlevi görüyor ki bence bizim çok ihtiyacımız olan birşey. Belki de en çok ihtiyacımız olan şey.
Bence işin araba ihtiyacının kaçınılmaz olduğu bazı durumlara odaklanmak lazım. Mesela, bir hafta road trip yapmak istedin, Airbnb usulü kolayca ve uygun maliyetle araba bulabiliyor musun?
Hemfikirim Özgür seninle. Saatlik ya da kısa süreli araç kiralama için öne çıkan alternatif: http://www.driveyoyo.com ve https://www.mobilizm.com — Ben bizzat denemedim henüz